28 Eylül 2010 Salı

Canım Çekti :D


Şu an işyerindeyim canım sıkılıyor;blog,yer yer kitap okuyorum.

Dışardan bir ses;bi lira bi liraa bi liraaaa..Bende camdan bakim dedim aşağıya ne satılıyor ay bir baktım herkes limon alıyor benim de canım çekti çok pisboğazımdır :D

Yukardan para attım bana da alın die :D ee tuz yok napıcaz? karşımdaki çay ocağından azıcık tuz  istedim şimdi bir güzel tuzlayıp limon yicem :D

Ne Çeyiz Düzdüm Emek Emek :D


Ne çeyiz düzdüm emek emek..
Allah beni bildiği gibi yapsın aaahh...(sondaki kısmı yılan dansı yapar gibi söyledim canlandırın:D)

Çeyiz düzmede kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Hem ben böylece alıp alıp kenara ne attığımı bilemediğimden benzer şeylerden fazla fazla almanın önüne geçmiş olucam.

Şimdi ben mutfakta vakit geçirmeyi çok seven biri olarak ne olmazsa olmaz tabi ki mutfak önlüğü :)

Aslında hayalimde bir dikiş makinesi almak ve biçok şeyi kendim dikmek(tabi dikişi de öğrenmek)var. Mutfak önlükleri dikmek de aklımın bir köşesindeki hobilerden biridir :D

Şimdilik hazır alalım da kendim değişik değişik,her tencereme tavama uygun renkte önlük,eldiven,aşçı şapkası dikecem ilerde :D

Tencerem var tavam var İzmirliyim havam var :D

*Mutfak Önlüğü;Ykm'nin önündeki hergün değişen seyyar satıcılardan~10 tl

Bir Kitap-Pasaklı Tanrıça


Ye Dua Et Sev sıkıcılığından sonra -kitap okuma hevesimi kaybetmeme ramak kalmışken -okuma hevesimi geri kazanabileceğim bişi okumam lazımdı.

Kitabı elimde gören annem,"ne kadar kendinle uyumlu bir kitap almışsın öle" dedi :D(pasak kısmından bahsedio)Anne dedim tamam,kitabın ismi bana uyabilir fakat içerikteki pasak benden bahsetmio.

Ben çünkü çok güzel yemek yaparım,dantel örerim,ev işi yaparım ama bu kız bi halt bilmio :D

Kitap;kariyer yapmış bir avukatın bir hata(!) sonucu tüm kariyerini kaybetmesi ile başlıyor ardından bir evde kendini temzlikçi olarak buluyor.İnsana kariyer mi yoksa mutluluk mu dedirten bir seçim çıkıyor karşısına.

İşte işin bu kısmında kendimi fazlasıyla buldum.Tamam kitaptaki kız kadar kariyerim yoktu fakat çok başarılı bir öğrencilik hayatına sahiptim ta ki evkızı olmayı düşünene kadar.Tüm çevrem çok yadırgamıştı;öğretmenlerim,şu an hepsi öğretmen,hemşire,mühendis olan tüm sınıf arkadaşlarım iyiliğim için hep okumamı bana bunu yakıştırmadıklarını söylemişlerdi.Bense bana uyanı,huzurlu ve mutlu olduğum şeyi seçmiştim.İşte bu kitabın içinde tam da buna benzer bir durum sözkonusuydu o nedenle çok benzettim kendime :)

Kitap,insanı güldüren,eğlenceli,akıcı,çerez niyetine 1-2 gün içersinde bitirebileceğiniz romantik-komedi film tadında bir kitap.Şiddetle tavsiye olunur ;)

23 Eylül 2010 Perşembe

Bir Kitap-Ye Dua Et Sev

Okuduktan sonra "ben bu kitabı nasıl bitirebildim" dedirten,bitirip kurtulduğum için sevindiren,20 gün boyunca elimde sürünen kitabı tanıtıcam size.

Kitabı çok sattığı için aldık.Vizyona filmi de girecekmiş die okuma isteği de arttı tabi.

Kitap üç bölümden oluşuyor;İtalya,Hindistan ve Endonezya..

Kocasından boşanan bir kadının kendi iç dünyasında çıktığı yolculuk die bahsediliyor ama ben bu  kadında bir buhran göremedim ya da o duyguyu alamadım bu kitaptan.Bildiğiniz seyahate çıkıyor ve gezdiği gördüğü yaşam biçimlerini anlatıyor.Ki İtalya kısmında İtalya'ya dair çok güzel bir anlatım da yoktu.

Kitabın son 160 sayfası filan çok güzeldi.Endonezya kısmında harbiden orayı, yaşam biçimlerini öğrendim ve orada yaşıyormuş gibi hissedebildim nihayet.

Bu arada kocasından boşanan bir kadın olsam (Allah yazmasın ama )ayy bendeki buhranı anlatsam emin olun bu kadınınkinden çok tutulur :D


Hele bir seyahate gitsem heleki 1 yıl boyunca 3 ayrı ülkeye keşfe çıkmış olsam emin olun bu kadından daha güzel size gezdiğim gördüğüm yerleri tarif edebilirim :D sanki orada yaşıyormuş gibi olursunuz.Bu kitap beni hiç doyurmadı.

Üstelik çevirisi çok kötüydü.Hım şöle bir örnek vereyim;hani yabancı kanallarda çevirisi yapılan yemek programlarını izlersiniz ve yabancı kadın alır et'e atıyorum baharat katar ve ardından "aman tanrım etle karabiber buluştuuu bu ikisinin buluşması mükemmel bir aşk gibi.." böle tuhaf tuhaf şeyler dinleyip  ulan biz Türkler etle bir baharatı buluşturunca bu kadar garip tepkiler vermeyiz dersiniz ya,o yabancı yemek programı sunan kadının yaşadığı duyguyu anlıyamazsınız ya aynı onun gibiydi :D

Bir Amerikalının duyguları Türkçeye çok kötü çevrilmiş otomatik gibi,sanki kelime anlamları çevrilmiş gibi.O nedenle bu kitabın vermek istediği duyguyu alamadım ben.

İçinde çokta elzem bişi yoktu emeğe saygıdan dolayı okudum eline sağlık Elizabeth Gilbert diyebiliyorum sadece :) kadın kitap yazmış bu da bir başarı o kadar.

Uzun lafın sopası;bu kitap benim için bir vakit kaybı ama ben Julia Roberts'ın oynıyacağı filmine de gitmeyi düşünüyorum.

12 Eylül 2010 Pazar

Çeyiz Manyağı İşbaşında :)

Bundan sonra bloğumda bişi yapmaya karar verdim.

Benim gibi çeyiz düzmeye meraklılar(alışverişsever de olabilir)için ne nerede uygun fiyata satılır bunları paylaşıcam elimden geldiğince.

Kişi kendinden bilir işi misali;zevkime ve bütçeme hitap eden şeyleri arayıp bulmak,fiyat kıyaslaması yapmak hatta dergilerde bile bu bölümleri karıştırmaktan büyük keyif aldığım için böle bişi yapma gereği duydum :)

MyHouse gezmekten beynim sulanıyor :D


Hoşuma giden şeylere bakıp bakıp akşamaca  iç geçiriyorum.Allahım bunların hepsinden alabileceğim bütçeye sahip et beni die de dua ediyorum çünkü çok pahalılar ve benim bütçemi sarsıyorlar.Bikaç ay bekleyip para biriktirip alabiliyorum anca :D

İşte bu sebeple belki ucuz zabazingolar ama alabilmek için mücadele verdiğim şeyler oldukları için alınca dünyalar benim oluyor.

Bayramın ilk gününü bayramlaşarak geçirdim.2. günü ise ablamın kardeşi dediğimiz(iş arkadaşı)dostumuz baba oldu bebeğini tebriğe ve bi kaç yere bayramlaşmaya gittik.

Bebek ziyareti Bornova'da olunca hadi dedik Forum'u ve İkeayı gezelim.Üstelik ben ne zamandır Bernardo'dan alacaklarımı netten bakıp,hayalini kurup bu ay bunları öbür ay şunları alırım gibisinden bir liste yapmıştım.Vakit bulmuşken uğramalıydım.

Bernardo'dan Lovely ve Marine serisindeki ürünlerden ayrı ayrı kombin yapmıştım.Mesela şu kayık reçelliklerden kesinlikle alıcaktım.Ben netten kafaya koymuştum fakat mağazaya gidince kalmamış olma ihtimali olabilirdi.Nitekim almak istediğim bazı ürünler evet kalmamıştı.Sonra tekrar bakıcam.Marine serisinden alacaklarımdan vazgeçtim.Lovely serisinden de pembeli beyazlı bir kombin yapmıştım fakat kelebekli servisten de sadece beyaz kalmıştı yine aynı seriden alacağım kurabiyeliği de pembe almak istiyordum fakat beyazı vardı.Üstelik bu serinin kalitesini beğenmedim nette çok daha şık duruyorlar fakat gerçeği benim zevkime uymadı bu nedenle bunlardan da vazgeçtim.Ben de  listemde olan fakat ileriki zamanlarda alacağım şeylerden aldım.


*Yeşil Fırın Servisi-29 cm~18.500 tl
*Karabiber Değirmeni veTuzluk~20 tl

Sonra  İkea'ya geçtik ve oradan da çok uygun,işe yarar şeyler buldum.




*Metal Kurabiye Kalıpları~7.95 tl
*Muffin altıkları(65 adet)2.95 tl
*Mavi Renkli Huni Seti~1.95 tl
*Kırmıı Kalpli Buz Kalıbı~2.95 tl

Kurabiye ve muffin kalıplarını "anneee bana kurabiye yap" die etrafımda dolaşacak olan bebeklerimin hayalini kurarak aldım :D oyhh annesi sarı kafalı bebeğine ne güzel kurabiyeler,kekler yapacak(tabi koca bulursa :D)kızım olursa sarı kafa olsun çok istiyorum hayalimde öle var :)

Huniyi ise annemin "herşeyin tamdı bir hunin mi eksikti" söylemlerine rağmen aldım;işe yarar elbet :D

Buz kalıpları daha önceden değişik meyve desenlerinde almıştım kalpli de olsun aşka gelelim istedim :)

Şöle bir limonata yapacam içinden kalpli buzlar çıkıcak felan-hayale bak hayale.. (ben bu kadar detaycıyken umarım bir öküzle evlenmem :D)




*Saksı~3.95 tl
*Lavabo Süzgeci-9.95 tl
*Metal Çırpıcı Takımı~2.95 tl
*Ahşap Mutfak Gereçleri~1.50 tl
*Sürahi~4.95 tl
*Metal Kaşıklık~4.95 tl
*Ayakkabı Çekeceği~1.95 tl
*Pembe Vazo~2.95 tl



Balıklı servisi de geçen hafta fuardan bir züccaciyenin standından almıştım.O züccaciye de bizim Kemeraltındaymış bütçeme uygun ve şık şeyler vardı birgün oraya da uğrucam.


*Balıklı Servis Tabağı~10 tl

Birdahaki alışverişte görüşmek üzere.. :)

Ben şimdi çıkıyorum çünkü yine son dakikaya bıraktım herşeyi.Saat 16:00 da dostum Pınar'ın nikahı var bizim kız İstanbul'a gelin gidiyor."Referanduma hayır, nikaha evet" sloganları eşliğinde geçecek bir nikah töreninde bulunmak üzere ben şimdi acilen çıkmalıyım :D

9 Eylül 2010 Perşembe

Hayırlı Bayramlar

Herkese sevdikleriyle birlikte mutlu,huzurlu,sağlıklı,tatlı bir bayram geçirmesini diliyorum :)

6 Eylül 2010 Pazartesi

Fuar'da Bu Sene..

İzmir Fuarından daha önce burada ve burada bahsetmiştim.Geçen yıl fotoğraf çekmediğim için paylaşım olamamıştı ama bu bir gelenektir ve biz her yıl muhakkak gideriz :)  "ayy önceden fuarlar böyle miydi,ne kadar uzun sürerdi" die söylenir geçmişi özlemle anarız.

Erkeklerin nasıl askerlik anıları bitmezse bir İzmirlinin de fuar anıları anlatmakla bitmez.Önceleri fuar 1 ay kadar sürermiş ve o yıllarda 10 gün daha uzatılması için bir istek olurmuş.Şimdilerde ise 10 gün hatta bir haftalık bir süreçte fuar kapanıyor.Bu yıl fuara bir kez gidebildim ve yine en son güne sakladım kendimi.Gitmezsem içimde kalırdı yani bir kez olsun ne var ne yok görebilmeliydim.

Ben küçükken bu fuarın içinde hayvanat bahçemiz de vardı(şimdi Sasalı denen ve benim henüz gitmediğim,İzmir merkeze uzak bir yere taşındı).Türlü türlü hayvanlarla orada tanışmıştık.Hatta fuarın simgesi haline gelen bir Pak Bahadır'ımız vardı ki sormayın.Şunu okuyunca bile insanın çocukluğu aklına geliyor bir başka hüzünleniyor.




Hem sonra sihirli aynalar vardı;şişmanları zayıf,zayıfları şişko gösteren ve insanın suratını şekilden şekle sokan.. Çocukken büyük keyifti babam,ablam ve ben o aynaların karşısına durup değişen şeklimize bakıp kahkahalar atmak.Çocukluk böle bişi işte,ota boka gülebilmek :)

Hoş ben hala herşeye gülebilen biriyim,demek ki içimdeki çocuk ölmemiş hala yaşıyor :)


Sonra büyüdük,bir arkadaşımızın sevgilisi polisti ve fuar döneminde fuarda görevlendirilmişti.Bu da demek oluyor ki fuara beleş girmek hatta tüm konserleri özel bölümden en önden izlemek :)

Aynı sokakta doğup büyüdüğümüz çocukluk arkadaşlarımız vardır.Hep birlikte toplanıp fuara giderdik,lunaparkta kuyruğa girip oyuncaklara binmeye çalışırdık.

Sene 2004 filan.. 5 arkadaş gittik fuara.Korku tüneline binecez ama saat te 24:00 e filan gelmek üzere ve bayan başımıza geri nasıl dönecez,otobüsü kaçırıcaz filan die düşünüyoruz ama binmeden de gitmek istemiyoruz zaten o saatte çok geç olmasına rağmen herkes dışarlarda fuar sebebiyle yollar kalabalık.Korku tünelinin kuyruğu da sanki banka kuyruğu ve bize saat kaçta sıra gelicek meçhul.

Benim çok işbilir ablam böle şeyleri pek bilir ve ustalıkla yapar(ben hiç ona çekmemişim :D) aralardan sıvıştırdı bizi milletin önüne geçtik.Kuyruğun sonunda olmamız gerekirken 5 kız birden kuyruğun orta yerindeydik :D

Biz 3 kız sırayı beklioz ablam ve bir arkadaşta başka oyuncaklara bakmaya gittiler.

Bizim yanımıza 2 tane genç yaklaştı;"kızlar tanışabilir miyiz?" filan biz 3 salak
bunlara cevap bile veremiyoz.Şimdi olsa diil çantayı kafasına geçirmek valla ayağımdaki ayakkabıyı çıkarıp kafasına vurdum muydu yıldızları saydırırım :D

Neyse ablamla yanındaki arkadaşımız pek cabbar,deyim yerindeyse erkek gibi kız.. Anam bizimkiler bir geldi;"Hoyttt,höyttt noluyo burda?" :D

Biz dedik böle böle..

Ablamın,"gelin bakim buraya lunapark sapıkları" filan die çıkıştığını mı unuturum :D

Yoksa..
Sonra bi sene de motor show vardı ve lakapları  İtalyan Çekirgesi olan bir grup gelmişti.Motorlarıyla show yapıyorlardı.Gösteriyi izleyenlerden seçip yere dizip üzerlerinden uçuyorlardı.Motorsiklete binmeyi sevenler olarak bizim için inanılmaz keyifli bir gösteriydi.

O İtalyan yakışıklılara minnak genç kız aklıyla hoşaf hoşaf hoşlaşarak baktığımızı da hiç unutmam(o yıl fuara 3 kez gitmiştik sırf onları daha çok görebilmek için :D) Alberto benim,Fabrizio .. 'nın (nokta nokta diyorum çünkü bu kıslar şu an evliler ve kocaları mazallah bunları keser meser :D).Alessandro bilmemkimin,Ugo,Matteo,Fulbio,Roberto ve diğerleri.. 15 kişilik bir çekirge sürüsüydüler :D

İngilizcemi ilerletmediğim için pişman olduğum gün de sadece o gündü :D

Geçen gün fuar diince aklıma geldiler de googledan baktım bunlara soyadları neymiş bakalım bulabilcem mi bunların izini die :)


Not:Sevgili Alberto Piompo bu satırlar sana,ola ki bir gün googledan kendini arar da bu vesileyle beni bulursan çok mutlu olacağım Allah büyük,dünya küçük :D tabi önce Türkçe örenmen lazım sana ithafen yazılmış satırları çözebilmen için.


Yaa işte böle daha ne anılarımız var fuarda;benim,annemin,annanemin 3 kuşak neslin anıları..


Eski fuarların hakkaten tadı yok yaşım çok büyük olmasa da bunu ben bile söyleyebiliyorum ne yazık ki..


Gelelelim bu seneye...


Fuar dediğimiz yer bilinen fuarlar gibi kapalı bir mekan diildir koskoca bir alan ve sokaklarda yürür gibi yürürsünüz.
Sağlı sollu standların,palmiyelerin arasında :)


Kapalı bölümlerde vardır 1 nolu pavyon 2 nolu pavyon gibi.. 
oralarda da gerek yerli gerek yabancı pek çok firmanın standları vardır.
Mesela ablamla bir mobilya firmasının standında salakça bir poz vermişiz bunun gibi :D

Bu arada o pembe şeyden evlenince yatak odama alıcam :D

Bu yıl misafir il Gaziantep'ti..





Bu da Denizlili olduğunu öğrendiğim hatta yaptığımız alışveriş sonrası ufak bir sohbetten sonra kendilerine bloğumda yer vereceğimi söylediğim bir firmaydı :D Bu işten para filan almadım,bedava saatte almadım abla çok tatlı dilliydi bak sizi yazacam dedim :D mermer üzerine yapılan işçilikler çok güzeldi.

Tatsu mermer,Tatsu mermer en güzel mermerrr .. (reklamlar bitti :D)

Bu arada benim gecikmiş bir teşekkürüm vardı Tarhana Baba'ya..

İnternette bir çekilişe katılmış ve lezzetini bildiğim o meşhur Uşak tarhanasından kazanmıştım 1 ay önce.Annem Uşaklı o nedenle o tadı çok iyi bilirim.
Bloğumda yer vericektim hatta.Üşengeçlik...:D Standlarını görünce hemen isimleriyle hitap edip yaklaştım kendileriyle mailleşmiştik önceden.Bloğumdan geciken teşekkürümü yüzyüze etme şansı buldum fuar vesilesiyle çok iyi oldu.Tanıtım amaçlı dağıttıkları tarhanalarından da  içtim bir bardak :D


Benim atlamaya cesaret edemiyeceğim,kalbimin böle bir heyecanı götürmeyeceğini bildiğim şeyi ablam yaptı ve paraşütle atladı.

İşte böle..


Gelsin 80. İzmir Enternasyonal Fuarı...