24 Haziran 2012 Pazar

Mucizevi bir gelişme :)

Uyku gözümden akıyor ama sarhoş gibi yazsamda bu haberi paylaşmadan edemicem.

Olması imkansız bişi diildi ama olması da açıkcası mucizevi bir durum diyebilirim :)

Benim çok kısa süre devlet dairesi iş deneyimimden sonra yaşadığım ilk iş deneyimim hatta ilk göz ağrım bir işim vardı hatırlarsınız; en uzun soluklu(6,5 ay) çalıştığım, iş yaşamını eh birazda olsa öğrendiğim işimdi. Hani beni uzun süredir takip edenler hatırlarlar; işyerinden ayrılışım tantanalı olmuştu, hatta işyerimi Sgk'ya şikayet filan edicektim hatırlarsınız o şamatalı günleri.

Benim 2 patronum vardı ve patronlarım dünya iyisi insanlardı ama bir tanesinin kardeşi ile uyuşamamıştık ve sonum çok çirkin olmuştu; işten kovulmuştum ettiğim kavga sonucu :)

Neyse patronlarımdan biri ile son temasımda, ben kurtuldum Allah yardımcınız olsun ve Allah size ortaklı diil kendi mekanınızı açmayı nasip etsin demiştim  ağlerken ve o işyerindeki haklarımı almaya çalışırken. Sanırım duam kabul oldu ve 1.5 yıl sonra bir mucize oldu.

Bana her işi büyük bir sabırla öğreten patronum ortaklıktan ayrılmış ve şu an en yakın arkadaşı ile yeni bir mekan açıyor. Yeni bir marka(gözlük), yeni  alınacak patent, yeni büro, yeni masam herşey sil baştan yeni :)

Biliyorsunuz ben ctesileri zaten çalışıyordum ablamların yanında. İyi de bir harçlık alıyorum :)

Şu anki patronumla eski patronumsa(şimdi tekrar patronum olacak) zaten kanka. Bugün çalıştığım dükkana geldi eski patronum, yeni büroyu tuttuk, mobilyalar geldi bir ara gel bak dedi bende hadi gidelim öleyse yeni yerimizi görelim dedim ve yeni ofisi ziyaret ettim :)

Şu an sadece mobilyalar var ve orada bir masa vardı ki bu masa senin masan dendi çok sevindim :)

Ofisin açılışı için tüm hazırlıklar devam ediyor. Eski patronum gel bakalım dükkanı temizlemeye yardım et de bi an önce açalım şurayı dedi  :) şu anki patronumsa Fulya'yı bu hafta veremem ablası yıllık izine çıktı tatile gidiyor o nedenle bu hafta burada olucak haftaya veriyorum dedi. Yani bu hafta ablam tatile gidiyor die İdeal optikte ablamın yedek lastiği olarak işe gidicem daha sonrasında ise çok sevgili eski patronum ve kankasının kurmuş olduğu yeni şirkette yerimi alıcam Alalh'ın izniyle. E. abi optiğin adı ne, gözlük markalarımızın adı ne olucak dedim. Ader Optik dedi o nedir dedim nerden buldunuz? Adem ile Erdinç'in(ortaklar) birleşimi dedi gülmekten öldüm :)

Ader Optik yeni doğacak bir çocuk gibi. Adem abi, Erdinç abi ve ben elimizden ne geliyorsa orayı büyütmek ve markamızı duyurmak için elimizden geleni yapıcaz ;) kaldığımız yerden bu güzel ekiple yeni mekanda, yeni marka, yeni isimle yola devam ediyoruz. Herşeyin hayırlısı olmasını diliyorum ama o gün ağlarken ettiğim duanın kabul olması bundan ala hayır mı olur dedirtti bana :)
Bana ve Ader Optiğe şans dileyin lütfen :)

Bu arada beni yeni takip edenlere sölim iş, gözlük toptan işi. Yani geneli Ege ve Akdeniz bölgesi olmak üzere pek çok optiğe gözlük vericez durum bu :)
Markalarımızı şu an bende bilmiyorum Allah izin verirse bir terslik çıkmazsa yeri geldiğinde onu da anlatırım :)

Patronlarım zaten iyi markalardan yetişme insanlar. Birisi mesela Exess'ta müdürlükten buralara gelmiş. Diğeri optik cam sektöründen yetişme işinin ehli biri. Şimdi kendi işlerini kurdular durum böle. Allah yollarını ben yanlarında olsam da olmasam da açık etsin. Bakarsınız ilerde bir Ray-Ban gibi bir dünya markası bile olurlar :) 

Osse mesela bir Türk markası ben bile bilmiyordum. Osman Sedat Beyefendi'nin kısaltmasıymış ama bakın Osse bugün bilinen  bir gözlük markası :)

Beni yoğun günler bekliyor; ben daha tatil yapmadım, denize girmedim, bikini havlu, güneş kremi elimde patladı valla :S

Ama dur bakalım şu işleri rayına oturtayım. Bu arada Kpss başvuruları başladı ve başvuru yapmak için çok vaktim vardı ama ablamın tatili, ardından bu yeni mekanın açılışı beni bir anda zamansız bıraktı ve izin aldım ptesi sabah erkenden okula gidicem başvurumu yapıp doğru işe. Yoğun ve merakla beklediğim günler var önümde sizin anlıyacağınız :)

Dua etmeyi ve şans dilemeyi unutmayın lütfen :)


18 Haziran 2012 Pazartesi

Şeytan aldı götürdü satamadan getirdi..


Kayıp bir eşyanızı bulduğunuzda yaşadığınız sevinci bilirsiniz. İşte bende bunu yaşıyorum şu an :)

Önce bu kayıp eşyamın bendeki yerini anlatayım; ben küçüklüğünden beri altın takıya merakı olan biriyim. Çünkü altın kararmaz, sararmaz ve uzun yıllar durur bu sebeple takıda tercihim altındır. Küçükken hep isterdim altın bir künyem olmasını üzerinde adımın yazmasını :) (o zamanlar öle şeyler modaydı ya)  hatta bana ne olacağımı sorduklarında kuyumcu ve pastacı olacağım derdim. İlerde bir kuyumcu ve pastane açıcam bütün komşularımıza altın bir de pasta dağıtıcam derdim :D neyse maddi imkanlardan dolayı bir künyem olamamıştı ama annem ben ilkokul 5. sınıfa giderken yine o dönemin çocuklar için meşhur olan top küpeleri vardı hani işte onlardan 3 çift küpe bozdurup, üzerine de para koyup bana bu yüzüğü almıştı.

Çok seviniyordum. Çiçekli, gülen yüzlü çocuk yüzükleri modaydı o zamanlar. Benimki kalpliydi :D çünkü o kuyumcuda pek çeşit yoktu en güzeli buydu bizde bunu almıştık annemle :)

Neyse ben o yüzüğü taktım uzun yıllarca. Birgün o yüzük kayboldu aradım ettim bulamadım çok üzüldüm. Nice sonra elektrik süpürgesinin içini de araştırırken toz torbasından kurtarmıştım :D


Aradan yıllar geçti ben artık koca kız oldum ve o yüzük çocuk yüzüğü olduğu için takamazdım :) bende onu özenle muhafaza edip ileride kızım olursa anne hatırası olarak ona vermeyi düşünüyordum. Benim çocukken taktığım gibi o da çocukken takacaktı çok şirin olucaktı :)

Hani aile büyüklerinden takılar kalır kayınvalideler gelinlerine, al kızım bu yüzük bana kayınvalimdemden hediyeydi bende sana emanet ediyorum der hatırası maneviyatı yüksek şeyler kuşaktan kuşağa geçer ya aynı onun gibi bir hayalim vardı :)

Bende kendi yüzüğümü kızım olursa ona takıcaktım :)

Neyse bundan 5-6 yıl kadar önce bu yüzük yine kayboldu ben çok düzenliyimdir ve bugüne kadar bişi kaybetmedim diyebilirim. Üstelikte hafızam kuvvetlidir yani bişi unutmam, kaybetmem mümkün diildir :)

Benim dışımda birileri eşyalarıma dokunursa kaybolur ancak. İşte annemin marifeti; kalkıp bi şeyleri kendi kafasına göre koydumuydu bir daha bulmak pek mümkün olmaz :D

Anneme çok kızmıştım o zamanlar yüzüğümü kaybettin bulacaksın die :)

Evin heryerini talan etmiştim yoktu. Badana zamanı gelmişti o yüzük hala aklımdaydı ve tüm ev yerinden oynayınca gardırop arkası, yatak altları heryeri daha iyi kontrol etme fırsatım olmuştu. Bütün ev yerinden oynamıştı ama yine de yoktu. Ben artık  ümidi kesmiş ve çok üzülmüştüm çünkü benim için manevi değeri çok yüksek bişi kaybetmiştim. Evet ilerde çocuğuma yüzükte alabilirim künye de ama benim yüzüğüm olsa daha bir tatlı olurdu içim buruktu fakat mecbur kaybolduğu gerçeğine inandırmıştım kendimi.

Dün ablamla gezerken annem telefon açtı heyecanlı heyecanlı san bir haberim var dedi; noldu dedim kalp kalp dio :D anne ne kalbi diom senin kalpli yüzüğü buldum dio ne yüzüğü  ben yüüzük takmam diyorum senin kaybolan yüzüğünü buldum diince çok şaşırdım. Eve gelir gelmez hemen baktım, sevdim onu epey :)

Şimdi emanetime öncesinden çok daha fazla sahip çıkacağım ve birdaha annemin  onu kaybetmesine izin vermiyeceğim ve ileride kızım olursa ona anne hatırası olarak takacağım :)

Bu arada yüzük kullanılmayan boş elişi çantalarının içinden çıkmış. Çanta ise kullanılmayan ardiyedeki bir dolabın içinden :D ben böle şeyler hayatta yapmam alıp onu oraya sokuşturmak bunu buraya tıkıştırmak. Ne akla hizmet sen al altın kutularını çantaya kaldır hey Allahım hep bu anemin yüzünden :)

15 Haziran 2012 Cuma

Galvaniz Tepsi(m) ve Beğendiklerim..

Dün yorgunluğumun üzerine üstelikte geç vakitte telefon aldım. Hadi Balçova'ya  gidelim o çeyiz alışverişi yaptığın yerlere beni de götür dien. O geçen gün benle gelemeyen sevgili G. ablamdı arayan. Vakit çok geçti akşamüstüydü gidiş dönüş 2 saat yol gitmek benim için ölümdü ama kıramadım çünkü onun gerçekten düğünü var ve eksiklerini tamamlıyor:)
Evelsi gün de oraları tavaf ettiğim için sıkılırım sandım ama sanki evelsi gün oraları talan eden ben diilmişim gibi aynı keyifle tekrar gezdim :D

Acaba gözden kaçırdığım bişiler olmuş mu die detaylıca bakındım bu sefer :)

O çok beğendiğim fakat içi yapıştırma olan tespilerde gözüm kalmıştı onlara tekrar bakıyordum G. ablam al hadi al dedi sana hediyem olsun :D

Ne hediyesi bu dedim bayram diil seyran diil; geçmiş doğum günü hediyen dedi ve zorla bana bu tepsiyi aldı saolsun :D

Bana inanılmaz bir huzur veren tepsim :)



*Galvaniz tepsi; 19,90 tl~ Tepe Home

Bazı beğendiğim şeyleri de resimleme fırsatım oldu.

Çatal-kaşık-bıçak kutusunu çok beğendim.
64 tlydi ve benim için çok külfetliydi :)




Kaya&Maya serisi



Kuş figürlü seri tam benlikti :)
Bu çiçekli tabakları çok seviyorum. 
Paşabahçe ürünü olması lazımdı bunların.



Nostaljik bir havası olan saman kağıtlı not defterlerine bayıldım.


Bu sepeti banyo için alıcaktım; içine havluları rulo yapıp koymak gibi bir niyetim vardı ama nasip diilmiş elime çok fazlaca almış olmama rağmen almadan çıktım  :)

Karesini mi alsam ovalini mi die kararsız kaldığım tepsiler ..


12 Haziran 2012 Salı

Çeyiz alışverişi yapmam için bişi beni dürttü

Bugün cebimdeki para dötüme battı diecem ama yok şeytan beni dürttü yarın kocaya kaçıyormuşcasına alışveriş yap die :D

Ben normalde haftaiçi beni sanki deli öpmüş gibi kalkıpta gidip çeyiz alışverişi yapmam. Ablamlarla pazar günleri gezmeye gideriz gitmişken de bişiler alır gelirim ama bugün nereye gitsem ne alsam die sabırsızlandım resmen. Ablam çalışıo gelemez. Bi arkadaşımı aradım hoş o da memur ama dışarıda gezici memur olduğu için belki vakti vardır dedim ı-ıhh o da olmadı; Menemen'e ankete gidiyorum dedi :S ben kaldım mı bi başıma. 

Annem gezmeyi hiç sevmez, babamsa turist Ömer gibi bi dk yerinde durmaz. Hemen babama döndüm; babacım hadi gel gezmeye gidelim seninle.. :D

Babamı yazık bu işkenceye sürükledim.

Adamcağız tabak çanakların içinde saatlerce gezerken canı sıkıldı tabi. Kızım sen adamı kanser edersin dio :D

Önce Boyner'e girdim çok şeyler beğendim ama fiyatları biraz tuzluydu :(

Bu arada ilk defa mağazalarda resim çekeyim, beğendiklerimi göstereyim dedim ama makinenin şarjı bitti :D



Bu şekilde başka renk ve desenlerde de seriler vardı. Hani benim pizza tabağındaki gibi aşçı desenli olan seri çok şekerdi. En çok şu kesme tahtasına benzeyen nihale, servis tabakları, kirli kaşıklık ha bir de sürahilerini çok beğendim.


Bu balıklı kesme tahtasını babama gösterdim yapar mısın die :)( marangoz ya ondan)
Kızım buna bu kadar para verilir mi ben yaparım dio :D


Makinem şarjını yiyerek bana bir iyilik yaptı aslında çünkü Bismillah diip çekim yapmaya başlamamla şarjın bitmesi 1 dk'lık bir süreçti ve ben bu kadar resim çekmişim. İyi ki bitmiş yoksa bu postta yüzlerce resim olabilirdi :D
*20'li peçete tanesi; 2.18 tl~ English Home
*Çıtır çiçek desenli 4'lü çerezlik; 16.90 tl~ English Home
Şimdi geçiyoruz Tepe Home alışverişine;
*Tart kalıbı(Porland)25 cm; 36 tl
Mis gibi tarçın kokulu elmalı turta yapmam mı nen ben bununlaaa :P
*Kırmızı keçe nihale; 7 tl
*Kırmızı keçe 4'lü bardak altlığı; 5,50 tl

*Cupcake 4'lü çay tabağı; 11.50 tl
4 tane çok az olur die ben 8 tane aldım.

*Lila rengi 4'lü Amerikan servis; 16.50 tl

Sütlük adı altında satılan bu şeyi ben limonluk ve sosluk olarak kullkanıcam. Bizde süt kültürü yok çünkü ay efendim nescafe yapalım sütü sonradan ilave edelim filan yok yani :)

*Limonluk; 4 tl
*Çicek desenli runner; 11.90 tl
Kasada hesapta bir yanlışlık var die düşünmüştüm çünkü benim hesabımdan daha az tutmuştu faturayı incelerken farkettim bu runnerda %50 indirim varmış ve 5.95 tlye gelmiş :D
*Ferforje banyo askım; 18.50 tl
 En çok bunu sevdim ben ya :)




*Sıvı sabunluk; 10.60 tl
*Diş fırçalık; 8.30 tl
Bunların pamukluk ve sabunluğu da vardı fakat küçüklüğünden beri sabuna karşı alerijisi olan ben'in evinde sabun bulunmıycağı için sabunluk almadım. Pamuklukta çok küçüktü; içine pamuk sığacak türden diildi o nedenle almadım Farklı bir düşüncem var bunun içinde :)

Bu arada Tepe Home'da Jardin serisi adı altında bayılarak dakikalarca incelediğim bir seri vardı. Ferforje tepsiler, saksılar, sepetler, kutular; aman Allah'ım aklım kaldı hepsinde.
Aldım aldım bıraktım çünkü içlerindeki çiçek deseni baskı diil metale yapıştırılmış kağıttı dolayısıyla su değdiğinde kalkar ve bozulur die alamadım keşke daha kullanışlı yapsalardı.

Bir de English Home'da almak isteyipte alamadığım şeyler oldu çünkü artık bütçemi son kuruşuna kadar harcamıştım ve ne bütçem ne de daha fazla gezmeye bünyem vardı :p

Mudo ve Paşabahçe'yi de bu sebeple gezemedim :)

Allah bana bunları güle güle kullanmayı, sizlere de daha güzellerini almayı nasip etsin :)

Kan Değerleri :)

Biliyosunuz 3 ay önce tiroid hastası olduğumu öğrenmiştim. Aynı gün yürürken nefes nefese kalışımın sebebinin de kansızlık yani demir eksikliği olduğunu öğrenmiş ve ilaçlara başlamıştım. Bugün ilk kan ölçümünün sonucunu aldım ki şükür kan değerim yükselmiş; alt sınıra henüz gelemedim ama o da gelir ilacı keseriz bigün elbet  :)


Bir de TSH hormonlarımın(tiroidle alakalı) değerleri de baya iyi çıktı. Hapın etkisi zaten çok belli; eskisi gibi birilerini gebertme ihtiyacı hissetmiyorum. Çok sinirlensem de sanki biri dilimi tutuyormuş gibi oluyor konuşamıyorum, susuyorum, relax olmayı öğrendim :)


Bir de en güzeli; alt sınırın birazda olsa üzerinde çıkan kolesterolüm de normale dönmüş. Çünkü bağımlısı olduğum kahvaltılık yağı şu an için eve almıyoruz :) Çok canım çekiyo napalım ama bi süre daha kendimi frenlicem.


Spora da devam ediyorum kendimi böyle çok zinde hissediyorum.


Sonuçlara sevindim, ilaçlara devam bakalım :)


Tiroid hapı zaten ömür boyu devam edilecek bir hap; yani ondan kurtuluş yok. Ben zaten o minik hapla yaşama çoktaaaan alıştım :)


Bugün çok yoruldum ama kansızlıktan diil çeyiz düzmek için sütçü beygiri gibi dolaştım o nedenle. Bir sonraki postta yorgunluğumun ganimetleri olucak :)

11 Haziran 2012 Pazartesi

Siz Bunlara Vintage Diyordunuz Sanırım :)

Ama ben onlara fi tarihinden kalma diyorum :)
Hepimizin evlerinde koca vitrinler oldu zamanında, içleri de annelerimizin çeyizleri ile dolu olan; süt takımları, likör takımları, kristaller vs. :)
7-8 sene önce o vitrini ve içindekileri anneme zorla attırmıştım kadıncağız atmak, vermek istememişti ki pek çoklarını birilerine verdirmiştim zorla.
Geçenlerde ablamın operadaki bir arkadaşı eski süt takımları filan aradığını  sölemiş ablamın da evden haberi yok anne ya senin çeyizdeki şeyler noldu bi abi var entel dantel biri eski şeyleri topluyor koleksiyonu varmış onları versene o abiye götüreyim.

O ara annem ben bazılarını ardiyeye saklamıştım dierek çıkarır. Ve bende hepsini atmadığını bi kısmını sakladığını o an öğrendim :D

İyiki de saklamış şimdi bazı parçalar benim için kıymete bindi. Millet arayıp para verip bulamıyor ben salak attırdım. Neyseki annem kurtarıcı oldu :)

Benim eskiye dair şeyler içimi karartır, ruhumu daraltır vintage görünümlü şeyler severim ama harbiden eskiden kalmışsa gerçekten içime daral gelir ama yinede bu bikaç parça şey biraz daha ferah. Bir tek şu süt takımını o abiye vermeyi düşünüyorum gerisi benim çeyizimde yerlerini buldular.

Bu arada ilerde benim çocuğumun da bana anne ya at bunları die çeyizlerimi attırdığını düşünmek bile istemiyorum :D

Her biri en az 30 yıllık parçalar

Bu metal tepsi en sevdiğim parça oldu.
Bunu ilerde metal ayakları da olan bir sehpaya dönüştürmek gibi bir düşüncem var :)



Bu likör şişesinin kapağı ve bardakları da vardı onları bulamadım; annem onların da bi yerlerde olduğunu söylüyor.



74 doğumlu benden 10 yaş büyük süt takımı :)