30 Eylül 2012 Pazar

Dekoratif Fikirler

Herkesin evi kendine güzeldir ve herkes zevkin en iyisinin kendinde olduğunu düşünür elbet ama ben de ablamın salonunu göstereyim. 





























28 Eylül 2012 Cuma

Son durum değerlendirmesi :)

Az kaldı blogcumlar içimdeki dinginliğin gitmesine. Yavaş yavaş hareket kazanmaya başladım.

Bugün mesela Alsancakta yemeğe gittim, yarın akşam iş çevresinden arkadaşın evine oturmaya gidicez inşallah. Pazar günü  de bizim fuar ekibinden dostumuz Meleklen çeyiz alışverişi yapmaya gidebiliriz çünkü  beni de götür kız çeyiz  alışverişi yaptığın yerlere diyor :) belki pazar günü Optimum'da olabiliriz.

İşleri bugün büyük ölçüde hafiflettim ve belkide bu benim eski hareketli halimin yerine gelmesine sebep :) şimdi çok daha huzurluyum ki yarın sayımını ve kontrolünü yapacağım 877 adet gözlük bile bana artık çok basit bir iş gibi geliyor :)

Kendimle gurur da duyuyorum çaktırmadan çünkü herşeyi tek başıma çekip çeviriyorum. Ki bu işi bu sektörde genelde erkekler yapıyor. Bana artık bir iş arkadaşı ihtiyacı doğdu işyerinde gündemimizde bu ara bu da var. Bakalım hayırlısı ben de merak ediyorum yanıma biri gelirse nolur die; evet yoruluyordum ama tek başına olmak gibi keyiflisi de yok yani :) 


25 Eylül 2012 Salı

İşler-güçler..

Bu ara dünyadan bi haber yaşar oldum yine; yaklaşık on gündür işlerin yoğunluğu nedeniyle beynen ve bedenen çok yoruldum.

Dün mesela eve gidip yemeğimi yiyip saat 20:30 da yattım ve bu sabah uyandım ömrü hayatımda beni kesseniz dahi uyumayacağım bir saatte sızmış kalmışım.

İşlerimiz zaten büyüktü  ve daha da büyümeye devam ediyor. İşler büyüdükçe ben altında eziliyorum. 7 adet gözlük markasının Ege Bölge Bayisi olmak demek cidden çok ağır bir iş. Hergün bir sürü sipariş geliyor. Onun dışında depo olduğumuz için elimizde stok var tabi ve o stokların oluşumu canımı okuyor. Geçen hafta mesela 6000 adet gözlüğü tek başıma saydım sonra her gözlüğün sapını okudum etti 12.000 işlem :S(barkod okuyucunun yapacağı işi ben yapıyorum fulya barkod; benden iyi barkod cihazı yok buna kanaat ettim) çünkü  gözlükleri kendi içinde gruplandırmam yani kodlarına ve renklerine göre ayırmam gerekiyordu. Bir de bu gözlüklerin barkodları ile uğraşma işi var o da etti bir 6000 işlem daha. Malı bana yollayanlar işini düzgün yapmadığı için sıkıntıyı gidermekle de ben uğraşıyorum. Karşı taraf adam gibi yollasa malını, doğru yapsa işini ben  hata ayıklamakla uğraşmazdım. Birde kullandığımız ön muhasabe programının yetersiz kalışından dolayı Logo'ya geçtik ve yeni sistemi çözmek, yeni sisteme alışmak, eski verileri aktarmak gibi angarya işlerde var. Bunun yanı sıra  ofisimiz artık bize dar geldiği için patronlarım bi üst kata taşındılar burası benim odam ve depo şeklinde kalıcak onların bürosu ayrı oldu artık; taşınma işlemleri ve dükkana yeni raflar yapılması gibi sıkıntılarda cabası. Kısacası pert olmuş durumdayım. Haber izlemiyorum dünyadan bi haberim kpss sınavına girdim sorular çalındı die bir arkadaş söledi doğru mu onu bile  bilmiyorum sadece içimden ohh iyi olmuş çalınmış dediğimi hatırlıyorum :)

Senin anlayacağın blog bu aralar sinirlerim çok bozuk, beynim ve bedenim çok yorgun hayatım çok anlamsız ve çok boş. Gerçekten kaçıp gitmek kafamı dağıtmak istiyorum yada sizden gelecek bir iki kelamı bekliyorum :(

16 Eylül 2012 Pazar

Hepinizi Dernek Üyesi Yaptım :D

Arkadaşlar hepinizi siz farkında olmadan bir derneğe üye yaptım haberiniz ola :D

Merak etmeyin bu dernek beleş; öyle derneği kalkındırmak için para filan talep etmiyoruz :D Dernek zaten kendi kendine 5,5 yıldır kalkınıyor Allah'a şükür :)

Benim yan tarafta Fulyanna Severler adlı izleyici bölümüm artık Fulyanna Severler Derneği Üyelerine dönüştü. Bu uzun zamandır aklımdaydı ama hayvanseverler derneği gibi olur die yapmıyordum ama böle çok komiğime gidiyor yaa yaptım gitti nan:D

Beğenmediyseniz söleyin çok absürd olmuşsa değiştirim eski haline :)

Özledim :)


Bu seferki özlemim çok başka; çocukluğumdaki kırtasiye malzemeleri :)

Eğitim hayatım 2001 yılında lisenin sayısal bölümüden mezun olduktan sonra devam etmedi. Yıllar nasıl geçti anlamadım bile şaka gibi 10 yıldır evdeyim :)

Ben kitap kokusunu, kırstasiye malzemelerini çok severim; içime bir neşe dolar onlarla. Yıllardır yakın çevremde okuyan çocukta olmadığı için bende haliyle bunlardan uzak kaldım.

Ama benim dayımın bir torunu vardı hani elimize doğan, hatta benim küçükken küçük kurbağam die sevdiğim küçük zuzimiz İhsan'ımız(eski blogtan hatırlar belki çok eski bloggerlar) :)

İşte o büyüdü ve 4,5 yaşında oldu. 
Çok sevgili! iktidarımızın 4+4+4 muhabbetinden dolayı da bu yıl anasınıfına başladı.

Ehh bende onun Fulla tezesi olarak hele de böle şeylere özlem duyuyorken hemen gittim ona kırtasiye malzemeleri aldım.

Halbuki ihtiyaç listesinde şimdilik sadece pastel boya ve ucu küt makas istemiş öretmeni ama ben kalem, kalemtraş gibi onun işine henüz yaramıycak Pepe'li, Spiderman'li şeyleri de doldurdum geldim :D  sanki yazı yazmayı da öğrenecek olsun çocuğunda gözü gönlü açılsın sevsin okulu :D

Ben küçükken böle şeylere çok meraklıydım; o kaplıklar, silgiler, etiketler, kalemler herşeyim özenerek alınırdı ama bu huy annemden bize geçti çünkü okullar açılmasına yakın okul alışverişi için Kemeraltı'na (ki o yaşlarda ben Konak'ı çok uzak bir yer zannederdim bize öyle gelirdi çocuk aklı işte) inme die bir adet vardı bu İzmir'de hoş hala var :)

Ben çok tertipli bir çocuktum; kaplığın üzerini birde jelantinle kaplardım ki defterin kitabın ömrü daha uzun olsun. Kitap kaplamayı çok severim mahallede  başkalarının defter kitabını kaplamışlığım bile oldu :D çünkü çok muntazam yapardım.

Sonra benim bi takıntım vardı atıyorum matematik defterinin de kitabınında etiketi de aynı olmalıydı :D 

Allah'ım ya çok özledim böle şeyleri; okulu, eğitim hayatını, herşeyini :)

Dün bu şirin bantlarla karşılaştım ve onlara kıyamayıp hiç bir yerde kullanmıycak olmama rağmen stok yaptım :D

Şunların tatlılığına bak; cupcakeli filan.. :)




                                       

İlkokul yıllarında bu kokulu silgiye bayılırdım. Eminim ki pek çoklarımızın bu silgiden vardı ve onları koklamaya bayılırdık :D benim koklamaya karşı hala bir duyarlılığım var; iyi balici, tinerci filan olmadım.

Bizim bir de rujdan silgilerimiz vardı. Şimdilerde makyajla hiç alakam yok oysaki o zamanlar süslü şeyler almak çok keyifliydi :D

                               
Biraz daha büyünce o tuhaf  kokusuna bayıldığım için favorim bu silgi oldu hala da bunu kullanırım; haftaya Kpss sınavında yanımda olucak :D
                              

Şiringa kalemlerimiz vardı :D

                                 

Sonra bir de üstten atmalı kendinden uçlu acayip bi kalemler de vardı bunların hepsi kullanış bakımından çok kullanışsızdı tabi ama almadan edemiyorduk . Büyüyünce Faber Castell basmalı kalem ve koyu yazdığı için Tombo uçtan şaşmadım :D

Sonra ben çantalı pastel boyaları çok severdim; Monami pek severdim o sarı çantası hala hatrımda :D

                           

Ah benim bi çocuğum filan olsa yandı yani hele bir de kız(erkekler için çok alternatif yok çünkü) olursa neler neler alırım ona ben :)
Sonra mesela otomatik kalem kutuları vardı robot gibi bi düğmeye basınca kalemtraş çıkardı bi yere basınca kalemleri sana doğru uzatırdı filan :D
yaaaaaaaa çok özledim ben bunları yaaa :)

                
Aklıma gelmeyen daha pek çokları vardı işte :)

Yeni eğitim yılı tüm çocuklara hayırlı olsun anasınıfına ve ikokula başlıcak çocukları olanlar inanın yerinizde  olmayı çok isterdim; ne güzel çocuğunuzla birlikte bunlara geri dönüyorsunuz, tekrar yaşıyorsunuz bu alışveriş sevincini :)

Bu arada defter kitap kaplatıcak olan varsa yollayın ben kaplarım :D

10 Eylül 2012 Pazartesi

♥ Floral Esintiler ♥

Çıtır çiçeklerin beni pek bir huzurlu ettiğini biliyorsunuz :)
Bu çıtır çiçek sevgisi pek çok şeyime yansımış durumda..
Kirli kuçu gibi ayakkabılarım :)

İşe giyip geldiğimde" bu ne gecelikten bozma gibi" die yorumlar alan ama benim çok sevdiğim ve uğrunda "sen ne annarsın bu tarzdan kıro" die çemkirdiğim şortum :D
düğmeleri bile çiçekten bluzum :)

Bu yaz edindiğim romantik elbisem :)
Gözlük kılıfından bozma fotoğraf makinesi kılıfım :)


7 Eylül 2012 Cuma

Kocaman teşekkür.. :)

Bloğumun yeni temasını farkettiniz mi bilmiyorum ama ben gösterttiriyim :D

Bundan bi kaç yıl öncesine kadar çiçek filan deseniz hiç tarzım olmazdı ama şu son zamanlarda içimdeki country beğenisi herşeyime yansımış durumda :) evim, giysilerim, herşeyim hedaer'ımdaki görseller gibi olsun istiyorum :)

Bundan önce, 4 yıl boyunca kullanmış olduğum pembeli temayı sonunda terkettim :)
Yeni temam da beni öldürür artık :)

Bloğun alt yapısına el atılması lazımdı; resimlerim küçük boyutta yayınlanıyor haliyle görsellerim daha kötü duruyordu. Bloğun soft rengi, puantiyesi, görselleri herşeyi beni çok fazlasıyla yansıtıyor şimdi. Önceki tema da beni yansıtıyordu gerçi o zaman oyuncakları çok seviyordum ama şimdi büyüdüm :D

Siz zaten benim bi ilk şablonum vardı 5,5 yıl önce; ayıcıklı mayıcıklı çok komikti onu bilmezsiniz :D

O zamanlar html filan el atıp şablonda değişiklikler yapmayla az da olsa uğraşabiliyordum ama bu konuda kendimi geliştirmedim ve bana zor da gelmeye başladı; yaşasın tembellik:D

Bu şablon bilmemne yapma konularında pek bir beceriksizim :)

Ben de hem şahsiyetine, hem bloğuna, hem de çektiği görsellere ve görselleri düzenleme konusundaki becerisine hayran olduğum Ceyda ablama(kelebekgibi) rica ettim.

O benim 4 yıllık dostum yeri ben de çok ayrıdır onun ve bi elin parmağını geçmeyecek kadar blogger'ın.

Kendisine ne kadar tşk etsem azdır; hakkını helal et güzel yürekli insan.

Ellerine, kollarına, emeğine ve o güzel yüreğine sağlık Ceyda ablam bloğumun ağzını yüzünü düzelttin :)

Onu da pek çoklarınız zaten tanıyor ama tanımayanlarınız varsa tanıyın çabuk 
:)
http://kelebekgibi.blogspot.com/

Bu da kendi objektifinden yansıyanların facebook sayfası; izlemeye değer ;)

https://www.facebook.com/byPhotoSU

5 Eylül 2012 Çarşamba

Öğlen yemeği sorunsalı..

Evhanımlarının büyük derdidir hergün ne pişirsem olayı :)
Yok benim derdim daha başka; bugün öğlen ne yesem derdi :D
Ben evkızı modunda biriydim biliyorsunuz iş hayatına yeni atıldım. İşimi çok seviyorum çünkü işyerim odam gibi sanki. Açıyorum bilgisayarımı, klimamı alıyorum elime çayımı ohh kebap :) ha tabi çok yoğun olup beynen yorulduğum zamanlarda çok oluyor ama genel olarak rahatım Allah'a şükür. Bu arada ben hala ohh iş hayatına atıldım kariyerde yapıcam çocukta yapıcam filan diyemiyorum aklımın bir köşesinde hep hayalini kurduğum hatta bu uğurda eğitimimi bile devam ettirmediğim evhanımı olma hayalim var :D ben  böle kurt kapanlarına(iş hayatı) alışık bir bünye değilim; evime, sakin kabuğuma ait olduğumu düşünüyorum :) (hatta hergün güzel yemekler tatlılar yapıp bloğuma eskisi gibi yemek postları yapmayı düşünüyorum)

Ha neyse ben yemek yemeyi çok severim ee hep evde olan bir tip olduğum için de sabah kahvaltım özenli olur, öğlen yemeğim öyle, hatta akşam ne yiceksem öğlenden hayalini kurar o gün onu pişirir taşırırdım ama çalışınca işler değişti :S

Hergün dışardan hazır yemek zorundasın. Hele sabahları 1 ay boyunca gevrek, boyoz, poğaça yiyince kusasım geldi; ben alışık diiilim böle şeylere.. ekmek yemeyi özledim. Bi ara hergün işe ekmek, yağ, zeytin, peynir, domates reçelime kadar taşımaya üşenmeyip toplayıp getiriyordum :D işyerinde buzdolabı yok.. olsa bi güzel doldururum ohh hergün ev tadında kahvaltı :)

Ablam bana kızıo; lan biz napalım 10 senedir çalışıoz hergün gevrek poğaça yiyoz ölelim biz ozaman dio :D


Öğlen yemeği ise büyük sorun; çünkü ben sabah kahvaltı ederken öğlen acaba ne yesem diye düşünen, hatta öğlen yemeğini yedikten sonra annesini arayıp anne kızz akşama ne pişircen diye soran biriyim :D

Öle gıda alıp ölmemek için yiyenlerden diil yemek için yaşayanlardanım yani :)
Yakın çevrem bana her ekşili eşşek çükünü aşeriyon der :D

İşyerinde hergün farklı bişi yemeye özen gösteriyorum ama seçenek yok :(

Benim broşürlerim var hergün çıkarıp onu mu yesem bunu mu yesem die kurcalıom :D hatta elinde yemek, işyerlerine servis için dolaşan birini görsem yeriniz nerde, broşür getirebilir misiniz diom tabi abla hemen diolar. Yeni biyerler bulayım, başka şeyler keşfedeyim başka yerlerden de bişiler yiyeyim istiyorum :D

Hergün ya tavuk döner, ya döner, ya çiğköfte, ya ev yemekleri, ya hamburger, ya balık, ya mantı, ya çorba aha bitti yiyecek çeşidi :(


Bu ara bu makarnaya dadandım tadından vazgeçemiyorum mütamadiyen hergün bunu yiyorum; makarna kafa olucam yakında :D

Soruyorum bunun sosunda ne var çok hoşuma gidiyor bende yapim diom  yok meslek sırrıymış tarifini vermiolar gözü kör olasıcalar :D



Siz çalışanlar siz ne yiyonuz nen öğlen yemeklerinde? benim gibi pisboğazsınız ve ne yiyeceğinizi hergün düşünmek sizin içinde problem mi yoksa ne olsa yerim ben öle geçiştiriyorum mu diyosunuz :)

3 Eylül 2012 Pazartesi

Fuar'da bu sene..

Fuar hala devam ediyor 9'unda kapanıcak; belki bi kez daha gideriz bilemiyorum ama bu bile yetti diyebilirim :)

Kahkaha dolu, keyifli bir fuar geçirdik dün :) son bikaç yıldır fuar böle keyifli gelmemişti bana; bu yıl daha kalabalık, daha fazla stand, daha fazla atraksiyon vardı gözlemlerime göre.

Neyse bilirkişi raporunu bırakıp bizbize hallerimizle fuarda dün neler yapmışız annatim :)

Ekiptekiler hani bayramda Aquacity'e gittiğimiz ekip :D

Ablamlar ve iş çevresinden dostlar..

Manisa'dan ayağımıza kadar gelen, çok sevdiğimiz meşhur mesir macunundan tattık.

Halis mulis Trabzon'dan gelen dil peynirlerinden aldık ve bu sabah bununla kahvaltı ettik :)

Sevgi yumağı oluşturduk :D
Ben Erol Atar vazifesini üstlendiğim için o yumağın dışında kaldım :D


Fuar'ın bu yılki ana sponsoru Tansaş'tı.
Ben bu dev boyuttaki market arabasını çok sevdim ve çok orijinal buldum :)
Tansaş'ın ne olduğunu dememe gerenk var mı; İzmirliler zaten bilir ben kendimi bildim bileli var olan, neredeyse her 100 metrede bir rastlıyacağınız merketler zinciri.
Çeşitli eğlenceler vardı; karoke yarışması bunlardan biriydi..
Ben fuarı tanıtım amaçlı çektim bu videoyu ama şarkıyı söyleyen güzel kızımız beni bir halt sandı, daha bir salına salına söledi bide bana poz verio :D
Kız ben gazeteci filan değilim, plak şirketim de yok kıçıkırık bir bloğum var ama ehh hadi ucundan kıyısından meşhur ettim seni :)
Bu bayandan önce bi teze vardı Allahım onda çok eğlendik ama o an video yapmayı düşünememiştim :D


İzmir  fuarı karaoke yarışması ile  fulyailkim

Ben size hep sölüyom dimi; İzmir Türkiye'nin en gelişmiş köyü :)
Bu köy ölesine küçük ki iğne atsan düşmeyecek kalabalıkta bile tandıklarlan karşılaşırsın.
Bak kimlen karşılaştık tanıyonuz artık onu da; çocukluk arkadaşımız 1:)




Adrenalini bol lunaparkta oyuncaklara binmeye yeltensekte 5 kişi aynı oyuncağa binme konusunda mutabakatı sağlayamadık; birimiz uçan halıya binelim derken diğerimiz ben korkarım dönme dolaba binelim diyordu :D neye bineceğimize karar veremediğimiz ve ömrü hayatımızda denk geldiğimiz en uzun kuyruklardan da uzun kuyrukları beklemeye gözümüz yemediği için binemedik :D
uçan halı işte böle yürekleri ağıza getiren bişi.
Bu ne ki kamikaze,korsan onlar ters bile dönüyor ve o şekilde havada kalıyor, benim kalbim dayanmaz valla :D
Küçük kuzenime Pepe aldım; saatlerce taşıdım onca zahmetle ama sen o kadar taşı, eve döneceğimize yakın ipi kopup balonum uçmasın mı çok üzüldüm :) Pepe gözlerimin önünde gökyüzünün karanlığına, derinliğine karıştı.. orada napıcak yalnız, karanlıkta die üzüldüm :) Ama olsun hayallerimi yükledim ve gökyüzüne uçurdum die farzettim :)
Küçük bi çocuk benim Pepeyi görüyormuş düşünsene çocuğun hayal dünyasındaki hezeyacanı; anneeee pepeee uçuyooo :D
Pepeyi kaybettik, bida baloncuya rastlayamadık, kuzene getiremedik iyi mi..
Küçük çocuklar elinden oyuncağı alınsa neden feryat ediyolar daha iyi anladım ben bile Pepenin arkasından bakakaldım çünkü :D
Bu arada 7 Eylül'de Pepe fuarda haberiniz olsun; veledini götürmek isteyenler varsa kaçırmasın :)





Geçen senelerde dünya mutfakları olurdu bu yıl yöresel yemekler vardı; Kayseri mantısından, Bursa'nın dönerine kadar.
Bizim seçimimiz Balkan yemekleri standından Boşnak mantısı ve Boşnak böreği oldu :)
Bil bakalım ben nerdeyim :D


Canlı yayın sırasında sunucuya el sallayıp zor anlar yaşatttık :D
evet çok hainiz bunu kasti yaptık :P

Bu yıl onur konuğu il; HATAY..
Pepe Hatay'da. :D

Kolyeler çok sevimliydi.





Hatay'dan gelen ustların ellerinden hakiki künefe yedik. Ohh ohh misti :)
Fuar kapanmadan bidaha gidip yiyesimiz var hatta benim İzmit'in halis mulis pişmaniyesinden alasım var :)

Künefenin yapım aşamasını gördük.
Bu standın başında çok güldük. Melek gitmiş defne yaprağından doğal sabunlar, şampuanlar bilmemneler bulmuş gelin dedi şampuan alalım. Bunlar gitti hemen almaya bende diomki bak kız o şampuanı kullanın saçınız dökülsün sizin saçı gür haliniz ve kulanımdan sonraki kel kafanızı çekip öncesi ve sonrası postu yaparım diom :D
Şaka bir yana biz bu kadar gülerken yazık görevli kızcağız da Hataylardan kalkmış gelmiş, deli bunlar demesin die, ben dedim sizin tanıtımınızı yapıcam :D


EXPO'ya destek verdik ..


Murat Boz konseri ayrı bir olaydı zaten; millet sanki çiyan sokmuş gibi çığlıklar atıyordu dur dedik biz de Muradı görmüş şaşırmış insanlar gibi yapalım :D
aaaaaaaa :D
ve işte Murat Boz konserinde çekilen halay:D